Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

suret çıkarmak

  • 1 suret çıkarmak

    to make a copy, to duplicate

    İngilizce Sözlük Türkçe > suret çıkarmak

  • 2 suret

    suret [uː] <- ti>
    1. subst Form f; Art f; Äußere(s); Kopie f, Abschrift f; Miene f; Art und Weise f;
    suret çıkarmak eine Kopie anfertigen;
    sureti haktan görünmek den Unschuldigen ( oder die Unschuldige) spielen; den Wohltäter (die Wohltäterin) spielen;
    suretine girmek fig in seine Art schlagen;
    aynı suretle in derselben Art, genauso;
    bu suretle so, auf diese Weise;
    hiçbir suretle keineswegs;
    o surette in einem solchen Fall
    2. postp, konj … suretle, suretiyle indem, dadurch, dass …: fenalıkları kaldırmak suretiyle indem man die Mängel beseitigt, durch Beseitigung der Mängel

    Türkçe-Almanca sözlük > suret

  • 3 suret

    о́браз (м)
    * * *
    1) вид, фо́рма; нару́жность, обли́чие
    2) ко́пия

    suret almak / çıkarmak — снять ко́пию

    3) о́браз де́йствия, мане́ра, спо́соб

    bu suretle — так, таки́м о́бразом

    uygun gelecek surette — подходя́щим спо́собом, соотве́тствующим о́бразом

    fenalıkları kaldırmak suretiyle — путём устране́ния недоста́тков

    ••
    - suretine girmek

    Türkçe-rusça sözlük > suret

  • 4 suret

    ",-ti 1. form, shape, figure. 2. fashion, way, manner: bu surette thus, in this way. sert bir surette harshly; hard. Ne suretle? How?/In what way? 3. copy (of a picture or piece of writing). -iyle by (doing something): Yıllık kirayı peşin ödemek suretiyle daireyi daha ucuza tutabildi. He was able to get the apartment for less by paying a year´s rent in advance. -ini almak/çıkarmak /ın/ to make a copy of. -ine girmek /ın/ to assume the form of. -i haktan görünmek (for an evil-minded person) to act as if he has nothing but good intentions. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > suret

  • 5 duplicate

    adj. çift, iki kat, eş, kopya, yedek
    ————————
    n. suret, kopya
    ————————
    v. iki ile çarpmak, kopyasını yapmak, eşini yapmak, tekrarlamak, teksir etmek
    * * *
    1. çoğalt 2. çift yap (v.) 3. kopya (n.)
    * * *
    1. ['dju:plikət] adjective
    (exactly the same as something else: a duplicate key.) kopya, suret
    2. noun
    1) (another thing of exactly the same kind: He managed to find a perfect duplicate of the ring she had lost.)
    2) (an exact copy of something written: She gave everyone a duplicate of her report.) kopya, suret
    3. [-keit] verb
    (to make an exact copy or copies of: He duplicated the letter.) kopya etmek, suretini çıkarmak
    - duplicator

    English-Turkish dictionary > duplicate

  • 6 copy

    n. kopya, nüsha, suret, örnek, poz, metin, senet
    ————————
    v. kopya etmek, çoğaltmak, kopyasını çıkarmak, örnek almak, kopya çekmek, taklit etmek, kopyası çıkarılabilmek
    * * *
    1. kopyala (v.) 2. kopya (n.)
    * * *
    ['kopi] 1. plural - copies; noun
    1) (an imitation or reproduction: That dress is a copy of one I saw at a Paris fashion show; He made eight copies of the pamphlet on the photocopier.) kopya, suret
    2) (a single book, newspaper etc: Can I have six copies of this dictionary, please?) sayı, nüsha, kopya
    3) (written or typed material for publishing: He writes copy for advertisements.) metin
    2. verb
    (to make an imitation or reproduction of (something): Copy the way I speak; Copy this passage into your notebook.) kopya etmek; taklit etmek
    - copyright

    English-Turkish dictionary > copy

  • 7 копия

    ж
    1) kopya; suret

    снять ко́пию с чего-л. — bir şeyin kopyasını / suretini çıkarmak

    2) в соч.

    он ко́пия своего́ отца́ — babasının burnundan düşmüş

    Русско-турецкий словарь > копия

  • 8 პირის გაგაღება

    f.
    kopyalamak, suretini çıkarmak
    i.
    kopyalama, suret çıkarma

    Georgian-Turkish dictionary > პირის გაგაღება

  • 9 copy

    kopya, suret; gazete, vb.'nin bir tek sayisi, sayi, nüsha,kopyasini yapmak, kopyasini çikarmak; örnek almak, taklit etmek; kopya çekmek

    English to Turkish dictionary > copy

  • 10 duplicate

    çift; es, benzer,suret; kopya; ikinci nüsha,iki misli yapmak; suretini çikarmak; kopya etmek, teksir etmek

    English to Turkish dictionary > duplicate

См. также в других словарях:

  • suret almak (veya çıkarmak) — bir belgenin kopyasını çıkarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kopya — is., İt. copia 1) Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı Edebiyatımız iptidai, resmimiz basit, felsefemiz kopya, okuma yazma bilmek bir irfan sayılıyor. P. Safa 2) Suret çıkarma işi 3) Bir sınavda soruları cevaplamak için …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»